Sabahın erken saatlerinde (aslında yatakta olamam gereken bir zaman) herşeyden bunalmış bir şekilde kendimi arındırmak için avluya çıktım. Tek istediğim biraz nefes almaktı. Yalnız kalmak, düşünmek! Ağustos da olmamıza rağmen hava bulutluydu. Açıkçası sıcak ve güneşli havayı hiç sevemedim. Ah hayır işaretlenmeden önce de hep rahatsız edici bulurdum.
Bu beyin fırtınasında aslında sonra fark edeceğim bir ürperti sardı bedenimi. Üşüdüm...
Yataktan kalktığım gibi dışarı çıktığım için eminim berbat görünüyordum. Üzerimdeyse sadece bir şort ve t-shirt vardı. Ah bide son anda akıl ettiğim ceket... Saçlarım koyu uzun ve güzel olmasına rağmen eminim şimdi kabarık ve dağılmıştılar.
Ben bu düşüncelerle savaşırken arkamdan bi çıtırtı geldi ve hızla ses e yöneldim. Biraz ürkmüş olsamda yavaşça yaklaştım ve;
''Kim var orada?'' diye sordum.