Yalanlarla dolu bir hayat...
Geride kalan insanlar....
Hiçbirşey önemli değildi artık Artemis için...
Kaçmak istiyordu sonsuza....
Karanlığın içinde çırpınmak hiçbirşey ifade etmiyorduki onun için..
Onun yapısında vardı güçlü olmak!
Ama bu sefer olmuyordu işte.Unutamıyordu son 6 yılda yaşadıklarını.
Boston'da basit fakat adrenalin dolu bir hayatı vardı.Özel Tim'de polis memuruydu babası.Aslında dedektifde diyorlardı onun için.Nerde bir cinayet olsa Artemis'in babası oradaydı.Kanlar içinde yatan cesetlere bakarken en dayanıklı polislerin bile midesi bulanırdı,fakat o hiç etkilenmezdi.Çünkü alışmıştı artık.Dünyanın bu kin dolu hali ona garip gelmiyordu.Babasını düşünürken yaşadığı o gün geldi aklına Artemis'in..
Annesi Melanie ince,narin yapılı bir kadındı.Onu her zaman çok sevmişti.
O günse annesi biraz solgun gibiydi.Her zaman gülümseyen gözleri şimdi boş boş bakıyordu.Yine de Artemis'i kucağına almış ve ona masallar okumuştu.Fakat sesi titriyor ve arada sırada öksürüyordu.
Tam mutfağa Artemis için süt almaya giderken kapıda kilit sesi duyulmuştu.Ve ardından babasının sinirli haykırışları....
Babası ayakkabılarındaki çamuru temizlemeden mutfağa gitmişti ve ne olmuşsa ondan sonra olmuştu.Mutfaktan annesinin yakarışları duyuluyordu.''Yapma!Tom!
Benim bir suçum yok...''
Ardından babasının sinirli kükremeleri duyuldu.
''O zaman niye konuşuluyorsun Melanie?''
Ve sonrasında gelen silah sesi....
Silah sesinin patlamasından dolayı koltuğun altına saklanan Artemis 2 dakika sonra çıkmış ve mutfağa doğru ürkek adımlarla yaklaşmıştı.
O sırada bir silah sesi daha duyuldu ve Artemis kendini yere attı.
Korkuyordu hemde çok...
Koşar adım mutfağa gitmişti bu kez..
Ve gördüğü manzara karşısında sadece donup kalmıştı.
Yerde annesi narin ağzından kanlar damlayarak gözleri açık bir şekilde yatıyordu.
Babası ise onun başucunda elinde silahla kıvırılmıştı ve başından kanlar fışkırıyordu.Ne yapacağını bilememişti.Hemen koşup bahçe kapısını açmış,sonrada komşularının silah sesi üzerine toplandığı bahçeye çıkmıştı.
Sonrasını ise hatırlamıyordu.Belirsiz figürler uçuşmuştu gözünün önünden..
Polis arabaları,polis amcaların sorduğu sorular...
En sonunda hastanede açmıştı gözlerini.Başı çok ağrıyordu,kötü bir şok geçirmişti.
Ve şimdi ise 6 yıldır kaldığı yetiştirme yurdundan kaçmış,sokaklarda ne yapacağını bilmez halde dolaşıyordu.Gözlerinden yaşlar boşandığını damlalar eline düştüğünde fark etti.
O sırada kör edici karanlığa doğru bulanık gözlerle baktı ve donup kaldı.
O oradaydı...
Bembeyaz teniyle tezat oluşturan mavi dövmeleri çok güzel görünüyordu.Kaslı bir yapısı olan vampir ona doğru yaklaştı.
Elini alnına koyarken Artemis hiç korkmadığını fark etti.Güçlüydü ve bunun olacağını biliyordu.
Adam elini alnına bastırdı ve:
''İşte şimdi oğlum...
Yaşadığın onca şeyden sonra rahat olacaksın...
Her zaman güçlü ol!Sonunda aydınlık karşına çıkacak...''
Ve alnında hissettiği o acı....
Acımasına aldırmıyordu aslında,hoşuna gitmişti.Rahatlamıştı sanki...
Gözlerini açtığında ıslak kaldırımda yatıyordu.Doğruldu nereye gideceğini bilerek...
Evine gidiyordu şimdi...
Bundan sonra,aydınlık geleceğinin beklediği evine...