Karanlık Ev RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Gece seni seçti. Ölümün doğuşun olacak. Gecenin tatlı sesine kulak ver...Kaderin seni Karanlık Evde bekleyecek!
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Amanda Sylise

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Amanda Sylise




Mesaj Sayısı : 1
Kayıt tarihi : 09/08/10

Güç Seviyesi
Güç Seviyesi:
Amanda Sylise Left_bar_bleue95/100Amanda Sylise Empty_bar_bleue  (95/100)
Uyarı Seviyesi:
Amanda Sylise Left_bar_bleue0/0Amanda Sylise Empty_bar_bleue  (0/0)

Amanda Sylise Empty
MesajKonu: Amanda Sylise   Amanda Sylise Icon_minitimeSalı Eyl. 14, 2010 11:38 am




4. caddedeki parkta oturmuş James’i bekliyordum. Bugün yıldönümümüzdü. Ona ne zamandır istediği ancak bir türlü alamadığı kol saatini almıştım. ‘’Bunu görünce çok sevinecek. ’’dedim gülümseyerek. James biraz gecikmişti. Merak etmeye başlamıştım. Yanıma birisinin oturduğunu fark ettim. Gülümseyerek ona doğru döndüm. Bir an James olduğunu zannetmiştim. Ancak o değildi. Uzun boylu , oldukça yakışıklı bir beydi. Spor tarzda giyinişi , denizi andıran gözleri , biraz karışmış saçları…

Hiçbir şey söylemeden başımı çevirdim. Tam banktan kalkıyordum ki beni kolumdan yakaladı. ‘’ Hey! Ne yapıyorsun sen ?’’ dedim. Gözlerindeki karanlığı gördüm. Aslında tarif etmek çok zor gizemli bir şeyler olduğu belliydi. Ayağa kalkarak yüzüme düşen saçı kulağımın arkasına attırdı. Tanımadığım birinin benimle bu şekilde ilgilenmesi garip gelmişti. Üstelik James’i beklerken.
‘’ Sana bir soru sordum. Cevap vermeyeceksen gidiyorum!’’ dedim , sert bir sesle. Bana gülümsedi. Gamzeleri olduğunu fark ettim. Oldukça çekici görünüyordu.
‘’ Sinirlenmene gerek yok. Sana bir zarar vermeyeceğim. Sevgilini beklediğini biliyorum. Ama o gelmeyecek.’’ dedi , küstah bir tavırla.
O kim oluyordu da benimle böyle konuşuyordu?
‘’ Sen bunu bilemezsin!’’ diyerek arkamı döndüm tam adımımı atıyordum ki tekrar beni kolumdan yakaladı. ‘’ Amysa , beni dinle!’’ diye bağırdı. İyice sinirleniyordum. ‘’ Sen kimsin! ?’’ diye bağırdım. Çevredeki insanların gözleri bizim üzerimizdeydi. Üstelik her an James gelebilirdi.
‘’ Şimdi buradan gidiyoruz.’’dedi. Dediğini anlamak için zorlanıyordum. O anda kendimi başka bir yerde buldum. ‘’ Hey’ Sen nesin! ?’’ diye bağırdım. Bir anda başka bir yere nasıl gidebilmiştik?
‘’ Adım Ardrous. Bir büyücüyüm. Sana cazip bir teklifim olacak.’’dedi. Ben cevap verecek durumda değildim. Olanları kavramaya çalışıyordum. Soran gözlerle ona baktım.
‘’ Geçmişe giderek aileni kurtarmak ister misin?’’ dedi fısıldarcasına. NE? Ailemi kurtarmak mı?

‘’ Sen ne saçmalıyorsun?’’ dedim. Kızmıştım. Benimle dalga geçiyordu. Hem de ailem konusun da , en hassas olduğum konu hakkında.
‘’ Seni geçmişe bir süreliğine gönderebilirim. Ve sende aileni kurtararak onlarla geri dönebilirsin.’’ dedi.
‘’ Bu nasıl olacak?’’diye sordum. Şu anda pekte zor bir şeymiş gibi gelmiyordu. Büyüyle bir anda başka bir yere gidebildiğime göre geçmişe de gidebilirdim.

‘’ Elimdeki iksiri içerek büyülü sözleri söyleyeceksin. Ve kazadan 15 dakika öncesine döneceksin. Yarım saat müddetin olacak. Bu süre içerisinde aileni kurtarırsan onlarla birlikte geri döneceksin. Ancak kurtaramazsan yalnızca sen geri gelebilirsin.’’ dedi. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Hiç böyle bir şeyle karşılaşmamıştım. Ama denemekte fayda vardı.

‘’ Tamam. Ver şu iksiri.’’ dedim. Ancak hemen vermeye niyeti yok gibiydi.
‘’ Her şeyin bir bedeli olmalı değil mi? Bu iksir için James’i kurban etmelisin.’’ dedi. Gözlerinin içi gülüyordu. Tahmin etmeliydim. Böyle bir şeyi neden karşılıksız yapmasını beklediğimi anlamıyordum.
‘’ NE ? Kurban etmekten kastın ne senin! ?’’ dedim sinirle. Bağırdığımın farkında bile değildim.
‘’ Sen bu iksiri içtiğin an James ölecek. Bunu göze alabiliyor musun?’’diye sordu. Şimdi ne yapacaktım? Bir yanda ailem , bir yanda James.
Ailemi kurtarmak için James’i öldürmeyi nasıl göze alabilecektim?
‘’ Hayır! Böyle bir şeyi asla kabul edemem.Beni hemen parka geri götür! ‘’ diye bağırdım. Ama etkilenmişe benzemiyordu. ‘’ Amysa , iyice düşünmen için sana bir hafta süre veriyorum. İyi düşün aileni kurtarabilirsin. Bir hafta sonra gece saat 12’de evinde olacağım. Görüşmek üzere.’’ diyerek ortadan kayboldu. Bende kendimi bir anda parkta buldum. James ortalıkta yoktu. Yaşadıklarımın kabus olmasını istiyordum. Telefonla James’i aradım ama telefonu kapalıydı. Doğruca eve gittim. Düşünmem gerekiyordu. Düşünürken her zaman çatı katına çıkardım yine oraya çıktım. James beni aramak yerine bir mesaj atmıştı.
‘’ Amysa , babam rahatsızlanmış bir haftalığına Londra’ya gidiyorum. Seni seviyorum.’’ yazıyordu.
‘’ Ah ne kadar güzel düşünmem için önümde James’siz tam bir hafta var.’’ dedim.

1 Hafta Sonra

James’in uçağı yeni kalkmıştı. Yaklaşık bir saat sonra yanımda olacaktı. James’i her şeyden çok seviyordum. Ancak ailemden daha çok sevmem söz konusu bile olamazdı. Gece yarısına tam 2 saat vardı. Ben hala bir kaar vermemiştim. Ailemi kurtarmam mümkündü. Ancak ailem geri gelirse James gidecekti. Sonsuza dek…
James uçaktan inmişti. Ancak eve gelmiyordu. Tekrar mesaj atmıştı. Bu gece ofiste olacaktı. Biriken işleri varmış.
Gece yarısına tam 5 dakika kalmıştı. Hala bir kararım yoktu. Ailemi James’ten daha çok sevdiğim ortadaydı. Ancak zor günlerimi James sayesinde atlatmıştım. Ben çatı katında bunları düşünürken Ardrous pencerenin önünde belirdi. ‘’ Merhaba Amysa. Kararını alayım artık?’’ dedi. Bu basit bir cümle değildi. Soru soruyordu ve vermem gereken cevabı bekliyordu. Tam kararımın hayır olacağını söyleyecekken zihnimde ailemin görüntüsü canlandı. Farkında olmadan ağzımdan ‘’ Evet.’’ sözcüğü çıktı. Ardrous bir zafer kazanmış gibi gülümsüyordu. ‘’ Bu cevabı vereceğini biliyordum. Çünkü ailen her şeyden önce geliyor. Şimdi beni iyi dinle. ‘’ dedi. Devam etmesi için başımı salladım. ‘’ Este paraso hiyo şıdo hema.’’ Bunlar sihirli sözcükler olmalıydı. İksiri elinden aldım ve sihirli sözcükleri yavaşça fısıldadım.
Gözlerimi açtığımda yine evdeydim. Geçmişe gitmemiştim. Her şey olduğu gibi duruyordu. Ardrous ortalıklarda yoktu. Neler oluyor böyle diye düşünürken telefonum çaldı. Arayan James’in kardeşiydi.
-Amysa
-Evet?
-James’i kaybettik.

Telefon elimden düşmüştü. James benim yüzümden ölmüştü. Hem de bir hiç uğruna. Ailemi kurtarmak istemiştim ama hiç biri olmamıştı. Kandırılmıştım ve şimdide James’in ölümüne sebep oldum. Gözlerimden yaşlar boşalıyordu. Şimdi ne yapacaktım?
Değer verdiğim tek insan da ölmüştü. Kimsem kalmamıştı. Tam o sırada Ardrous belirdi. ‘’ Seni lanet olası. Beni kandırdın. Her şey saçma bir oyundu!’’ diye bağırdım. Ardrous ise resmen sırıtıyordu. Karşımda hiçbir şey olmamış gibi sırıyordu.
‘’ Ben bir büyücü değil , bir meleğim. Seni deneme sürecini başarısız bir şekilde tamamladın. Bu yüzden artık yapayalnızsın. Sen gelecekten aileni getirebileceğine inanarak yanında olan tek kişiyi de kaybettin.’’ dedi. Başım dönmeye başladı ve gözlerim kapandı…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
James Dean Archibald
Admin|6.Sınıf Çaylak|Erebus Oğlu|Karanlık Erkek
Admin|6.Sınıf Çaylak|Erebus Oğlu|Karanlık Erkek
James Dean Archibald


Erkek Yengeç Köpek
Mesaj Sayısı : 38
Doğum tarihi : 22/07/94
Kayıt tarihi : 08/08/10
Yaş : 29
Nerden : tuLsa- House oF n!ghT

Güç Seviyesi
Güç Seviyesi:
Amanda Sylise Left_bar_bleue100/100Amanda Sylise Empty_bar_bleue  (100/100)
Uyarı Seviyesi:
Amanda Sylise Left_bar_bleue0/0Amanda Sylise Empty_bar_bleue  (0/0)

Amanda Sylise Empty
MesajKonu: Geri: Amanda Sylise   Amanda Sylise Icon_minitimeCuma Eyl. 17, 2010 3:44 pm

kurgu süperdi
Puanın: 95

Konu Klit Arrow
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Amanda Sylise
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Karanlık Ev RPG :: Rpg'ye Başlangıç :: Güç Seviyesi-
Buraya geçin: